🐈‍⬛ Anksiyete Baş Ağrısı Nasıl Geçer

Neredeyseherkeste zaman zaman baş ağrısı şikayeti olabilir. Baş ağrıları iki ana türe ayrılır: Primer Baş Ağrıları: Primer baş ağrılarına migren, küme baş ağrısı ve gerilim baş ağrısı sayılabilir. Gerilim baş ağrısı, kas kasılması baş ağrısı olarak da adlandırılır. Sekonder Baş Ağrıları: Sekonder baş ağrıları; beyin tümörü, kafa travması Panikatak belirtileri aşağıdaki gibidir. Panik ataklar sırasında bu belirtilerden 4 veya daha fazlasının yaşanmaktadır. 1. Çarpıntı, 2. Terleme. 3. Titreme ya da sarsılma. 4. Nefesin darlığı ya da boğuluyor gibi olma duyumu. Depresyon anksiyete veya her ikisi birlikte gerilim tipi baş ağrısına eşlik edebilir ve baş ağrılarını arttırabilir. Bu durumların tanınması ve tedavi edilmesi gerekir. 0 Bunlarise; Stres ve Anksiyete: Yoğun stres altında yaşamak, az uyumak, üzüntü ve anksiyete şakak ağrısına neden olabilir. Migren: Migrenin en yaygın belirtileri arasında şakak ve SıcakKompres. Sıcak kompres kulak ağrısını azaltabilir. Saç kurutma makinesi ile ısıttığınız havluyu katlayıp kulağınızda 20 dakika boyunca bekletebilirsiniz. Ayrıca hazır ısı pedleri de kullanabilirsiniz. En iyi sonucu elde etmek için, insanlar boynunuza ve boğazınıza da koyabilirsiniz. Isıtma pedi dayanılmaz Kronikyorgunluk şu biçimde tedavi edilebilir; Kahve tüketimi vücudumuzu dinç tutabilir. Bu yüzden gün içinde 1 bardak kahve tüketilmelidir. Stresten uzak bir hayat tercih edilmelidir. Hayatımızda strese neden olan sorunlar ortadan kaldırılmalıdır. Uykuyu düzene sokmak gerekmektedir Geceleri yemek tüketilmemelidir. Halsizlik yorgunluk ve eklem ağrıları, nezle, grip, sinüzit gibi üst solunum yolu enfeksiyonun en sık karşılaşılan belirtilerindendir. Bu durumlar ayrıca vücutta kırgınlık hissi, üşüme ve mide bulantısına da yol açabilir. Böyle bir durumla karşılaşılanca her Reçetesiz(OTC) Terapiler. Muamele baş ağrısı en yaygın olarak kullanılan ilaçlar, reçetesiz olan steroidal olmayan anti-enflamatuar ilaçlar (NSAID ), aspirin gibi Advil (ibuprofen), ve Aleve (naproksen). NSAID’ler , iltihaplanma, ağrı ve ateşi artıran prostaglandinler adı verilen kimyasalların üretimini azaltarak çalışır. BelAğrısı genellikle istirahat ve ev ilaçları ile çözülür, ancak bazen tıbbi tedavi gereklidir. İbuprofen gibi reçetesiz satılan (OTC) ağrı kesici ilaçlar, genellikle nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAID) rahatsızlığı giderebilir. Ağrılı bölgeye sıcak kompres veya buz paketi uygulamak da ağrıyı azaltabilir. StresBaş Ağrısı Nasıl Geçer: Stres baş ağrısı nasıl geçer: En sık görülen baş ağrısı türüdür. Gerilim tipi olarak da adlandırılmaktadır. Strese bağlı baş ağrısı genellikle başınızın etrafında gergin bir bant varmış gibi bir his uyandırır. Stres ve anksiyete, Çağımızın en önemli sorunlarından Kulağınher iki tarafını tuzlu su ile temizlemeli ve temiz ellerle tutmalısınız. • Enfeksiyon iyileşmezse, yayılırsa veya ateş yükselirse, tıbbi yardım almalısınız. • Enfeksiyon belirtileri veya semptomları sıklıkla görülürse, metal alerjisi ihtimali oluşabileceğinden sadece hipoalerjenik mücevher takmayı Kaygı(anksiyete) bozukluğu nedenleri ve tedavisi Kaygı bozuklukları ya da tıptaki adı ile anksiyete bozukluğu Latince’de tıkanma, boğulma anlamına gelen ”angere” kökünden türetilmiştir ve içerisinde kendine has karakteristik özellikler ve belirtiler gösteren birçok tanının yer aldığı geniş ve kapsayıcı bir tanı kategorisidir. Kaygı bozukluğunun birçok Ku0ho8A. Kaygılanmak Normal midir? Kaygı yaşamın normal bir parçasıdır. Herkes günlük yaşam içinde değişik konularla ilgili kaygı duyabilir. Yetişmesi gereken bir iş, sınav, sağlık, para, çocuklar ve aileyle ilgili sorunlar birçok insanı kaygılandırabilir. Aslında kaygı, bir ölçüde bizim günlük sorunlarla baş edebilmemiz için hazırlıklı olmamızı, bir tehlike durumunda da hızlı karar verip kurtulmamızı sağlar. Normalde bu tür kaygı hafiftir ve baş edilebilir düzeydedir. Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nedir? Yaygın Anksiyete Bozukluğu YAB olan kişilerde ise “sürekli, aşırı ve durumla uygun olmayan bir endişe durumu” söz konusudur. Aşırı endişe, kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkiler ve hatta olağan yaşam etkinliklerini sürdürmesini engeller. Bu kişiler her durumda olası en kötü sonucu düşünürler, herşey kendi denetimlerinin dışındadır, iyi bir olasılık ya da geriye dönüş mümkün değildir. YAB’da aşırı endişe ve kaygı genellikle sağlık, aile, para ya da iş gibi konularla ilgilidir. Denetlenemez nitelikte olan endişe hali en az altı ay boyunca hemen hergün vardır ve gün boyunca sürer. YAB’nun yaşam boyu görülme sıklığı %5-6’dır. Başka bir deyişle, her 100 kişiden 5-6’sı yaşamlarının herhangi bir zamanın bu rahatsızlığı yaşayabilir. Yaşla birlikte kaygı duyarlılığı artar. YAB yaşlılıkta en sık görülen anksiyete bozukluğudur. Yaygın Anksiyete Bozukluğu Belirtileri Nelerdir? Gerçek bir neden yokken ya da nedeni olsa bile durumla uygunsuz olan, aşırı olan denetlenemeyen nitelikteki endişe hastalığın temel belirtisidir. Çoğu zaman kişi endişelerinin aşırı olduğunun farkındadır, ancak endişelenmelerini denetleyemezler ve bir türlü sakinleşemezler. Çevrelerinde “aşırı evhamlı” olarak tanınırlar. Yorgunluk, dikkat bozukluğu ve konsantrasyon güçlüğü, en ufak sesle kolayca irkilme, uykuya dalamama ve gece sık sık uyanma diğer önemli belirtilerdir. YAB’a sıklıkla sanki fiziksel bir hastalık varmışçasına kendini gösteren bazı bedensel belirtiler eşlik eder. Bu belirtiler nedensiz yorgunluk, başağrısı ve kas ağrıları, yutma güçlüğü, titreme ve seyirmeler, terleme, tahammülsüzlük, bulantı, sersemlik hissi, sıcak basması gibi fiziksel yakınmalardır. Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nasıl Oluşur? Stresler YAB’ın gelişiminde önemli rol oynar. Çocukluk dönemi ve genç erişkinlik çağları arasında başlayan YAB, yavaş ve sinsi bir gelişim gösterir. Hastalığın belirtileri dönem dönem iyileşmeler ve alevlenmeler gösterir. Stresli yaşam olayları olduğunda belirtiler çoğunlukla kötüleşir. Hastalığın oluşmasında “kalıtsal etkenler, beyin nörokimyasındaki değişiklikler, kişilik özellikleri ve stres verici yaşam olayları” etkilidir. Hastalar yorgunluk, gerginlik, kas ağrısı ve başağrısı gibi bedensel belirtiler nedeniyle çoğu zaman psikiyatri dışı branş hekimlerine başvururlar ve doğru tanının konması ve uygun biçimde tedavi edilmesi gecikebilir. Yaygın Anksiyete Bozukluğu Tedavi Edilebilir mi? YAB tedavi edilebilir bir hastalıktır. İlk yapılması gereken bir psikiyatri uzmanına başvurmaktır. İlk başvuruda kapsamlı bir psikiyatrik değerlendirmenin yanı sıra, bu belirtilerin herhangi bir fiziksel hastalıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamak için bazı incelemeler yapılacaktır. Tedavi gören YAB’lı hastaların çoğunluğu tedaviden yarar görür. Psikoterapi ya da ilaç tedavileri uygulanabilir. Bu yöntemlerden birinin ya da birlikte uygulanmasının etkin olduğu gösterilmiştir. Hangi tür tedavinin size uygun olabileceğine doktorunuzla birlikte karar vermek yerinde olacaktır. Bir kişi için uygun olan bir tedavi, diğeri için uygun olmayabilir. YAB tedavisinde antidepresan ve anksiyolitik ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar depresyonun ve başka anksiyete bozukluklarının tedavisinde de kullanılır. YAB’da etkin oldukları iyi bilinmektedir. Tedavinin amacı kaygı ve gerginliğin hızla tedavi edilmesidir. Tedavide kullanılan ilaçların ciddi yan etkileri ve bağımlılık riskleri yoktur. YAB’da kaygı gidermeye yönelik kullanılan benzodiyazepin grubu ilaçlar yeşil reçeteyle verilmektedir. Bu grup ilaçlar da ancak “doktorunuzun önerdiği dozlarda ve sürede” kullanıldığında etkili ve güvenli kullanılabilir. İlaç tedavisinin etkisi birkaç haftadan önce başlamayacaktır. İlaç tedavisi belirtiler tamamen düzelene kadar sürmelidir. Tam düzelme sağlandıktan sonrada tedaviye en az 1 yıl daha devam edilmelidir YAYGIN ANKSİYETE KAYGI BOZUKLUĞU NEDİR? Anksiyete bozukluğu veya bir diğer adıyla kaygı bozukluğu nedir? Anksiyete bozukluğu, hastanın günlük hayat kalitesini olumsuz olarak etkileyen kaygı, korku bozukluklarının genel olarak ele alındığı psikiyatrinin bir alanı olarak tanımlanabilir. Hastalığın toplumdaki insanların yüzde 18’ini yaklaşık her 5 insandan 1’ini etkilediği düşünülmektedir. Size bu yazımızda hastalığın belirtileri, tedavisi ve panik atak anlarında yapmanız gereken bazı pratiklerden bahsedeceğiz. Her kaygı, stres durumu hasta olduğunuz anlamına gelmiyor. Bu duyguların insan üzerinde konsantrasyon ve motivasyon anlamında çok olumlu etkileri vardır. Bu noktada bu duygularınızı ne kadar kontrol edebildiğiniz önemlidir. Eğer hayat kalitenizi düşürecek noktaya gelmemişse bunu bir kaygı bozukluğu olarak nitelemek yanlıştır. Uzmanlar hastalık durumunu yaşanan anksiyete bozukluğu krizi şiddetine göre derecelendireceklerdir. Hastalığın seviyesi şiddet derecesine, ne sıklıkla yaşandığına ve fiziksel etkilerine göre farklı sınıflara ayrılmıştır yaygın anksiyete bozukluğu, panik bozukluğu, sosyal fobi vb.. Bu sınıfların her biri kendi içerisinde farklı özellikler göstermektedir. HASTALIĞIN NEDENLERİ VE ÇEŞİTLERİ NELERDİR? 1. Kaygı Bozukluğu Nedenleri Kesin bir nedeni tespit edilememekle birlikte, yapılan araştırmalarda genetik faktörlerin birçok hastalıkta olduğu gibi bu hastalıkta da etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu konuda en önemli delil ise tek yumurta ikizlerinin birisinde hastalık teşhis edilmiş ise diğerinde de bu hastalığın görülme oranının yüksek olmasıdır. Hastalığın yakın akrabalarda görülme olasılığı %25, tek yumurta ikizlerinin biri hasta ise diğerinde görülme olasılığı %80-90, çift yumurta ikizlerinin biri hasta ise diğerinde görülme olasılığı %10-15’tir. Genetik faktörlerin dışında biyolojik ve sosyolojik nedenlerin de önemli olduğu düşünülmektedir. 2. Kaygı Bozukluğu Çeşitleri Daha önce de bahsettiğimiz gibi yaşanılan belirtilerin şiddet derecesine, ne sıklıkla yaşandığına ve fiziksel etkilerine göre farklı sınıflara ayrılmıştır. Bu çeşitlerden bir kısmı şunlardır ⦁ Panik bozukluğu ve agorafobi ⦁ Yaygın anksiyete bozukluğu ⦁ Özgül fobiler ⦁ Sosyal fobi ⦁ Obsesif kompulsif bozukluk ⦁ Posttravmatik travma sonrası stres bozukluğu Anksiyete Bozukluğu Risk Faktörleri Yapılan çalışmalar hastalığın gelişiminde çevresel ve genetik faktörlerin etkili olduğunu gösteriyor. Hastalığın gelişimindeki bir takım ön belirtiler şunlardır Çocuk yaşlardan başlayan utangaçlık, içine kapanıklık, tutukluk, Maddi problemler, Boşanma, dul olma, Küçük yaşlardan itibaren stresli, baskılı bir ortamda büyümüş olmak, Yakın akrabalarda görülen anksiyete bozuklukları, Ailenin büyük psikolojik problemler olması, Öğleden sonraki ölçümlerde tükürükte kortisol seviyesinin yükselmesi, Kadın olmak ANKSİYETE BOZUKLUĞU BELİRTİLERİ Hastalığın belirtileri duygusal ve fiziksel olarak görülebilir. Bu belirtilerden sadece bir tanesine sahip olan insanların hasta oldukları söylenemez. 1. Duygusal Belirtiler Aşağıdaki duygusal belirtiler her insanın zaman zaman yaşadığı gündelik hislerle karıştırılmamalıdır. Bahsedilen kaygı bozukluğu nedenleri sürekli ve sebepsiz yaşanan yoğun duygu çarpmalarıdır. . Hastalığın duygusal belirtileri şunlardır ⦁ Sürekli kaygı hali ⦁ En kötü olasılıkları düşünmek ⦁ Ölüm korkusu ⦁ Sebepsiz tedirginlik ve endişe ⦁ Her gün farklı nedenlerle “hasta oldum” diye düşünmek ⦁ Sürekli gerginlik ve tehlike anında hissetmek ⦁ Sebepsiz ve ani sinirlenmek, asabiyet ⦁ Sürekli yorgunluk hissi ⦁ Huzursuzluk ve tasalanma ⦁ Konsantrasyon güçlüğü Belirtiler Bir hasta yaygın anksiyete kaygı bozukluğu yaşadığını ilk seviyelerde anlayamaz. Başı ağrıdığında beyin doktoruna, kalbi sıkıştığında kardiyologa gider. Doktorlar hastaya herhangi bir beyin veya kalp problemi olmadığını, stresli günler geçirip geçirmediğini sorar ve hasta son olarak psikiyatrda soluğu alır. Hastanın yaşayacağı fiziksel belirtileri şunlardır ⦁ Kalp çarpıntısı ⦁ Nefes daralması, nefes alma güçlüğü ⦁ Terleme ⦁ Baş ağrısı ⦁ Baş dönmesi ⦁ Tıkanma, boğulma hissi ⦁ Kas gerginliği ⦁ Sersemlik ⦁ Göğüs ağrıları ⦁ Halsizlik ⦁ Uyku düzeni bozuklukları ANKSİYETE BOZUKLUĞU TANISI Hastalığın tanısı konmadan önce hastanın duyduğu kaygı, korku gibi hislerin gündelik hayatını ne kadar etkilediğinin bilinmesi gerekiyor. Kaygı, korku gibi duygular gündelik hayatımızda bize konsantrasyon ve motivasyon sağlayabilen, gündelik hayatımıza olumlu katkılar yapabilen faydalı duygulardır. Ancak bu duygular kontrol dışına çıktığında bunu bir hastalık olarak nitelendirilebilir. Kaygı bozukluğu hisseden hastalar öncelikle bunun psikolojik bir rahatsızlık olabileceğini düşünmezler. Yaşadıkları fiziksel problemlemrin ardından dahiliye, nöroloji, kardiyoloji, beyin cerrahi vb. klinikleri birer birer gezerek çok kötü durumda olduklarını, ölmek üzere olduklarını söyleyerek tedavi olurlar. Sonuçlar alındıktan sonra doktor tarafından hiçbir fiziksel problemi olmadığı, psikoloji servisine gitmeleri gerektiği söylenir. Bu dakikadan sonra tanı konulma aşamasına gelinmiştir. Hasta aşağıdaki belirtilerden birkaçını yaşıyorsa anksiyete bozukluğu olabilir. Bu belirtiler ⦁ Son 6 ayda sürekli korku ve kaygı yaşıyor musunuz? ⦁ Bu kaygılar günlük hayatınızı, işinizi ve ilişkilerinizi etkiliyor mu? ⦁ Kaygılarınızı kontrol etmekte, kendinizi rahatlatmakta zorlanıyor musunuz? ⦁ Eksik yaptığınız veya yapmadığınız bir takım sorumluluklarınızın başınıza kötü şeyler getireceğini düşünüyor musunuz? ⦁ Gündelik hayatta kötü şeyler yaşayacağınızı düşünüp, insanlardan ve sorumluluklardan uzak durmaya çalışıyor musunuz? ⦁ Aniden hızlı kalp çarpıntıları, göğüs sıkışmaları yaratan panik ataklar yaşıyor musunuz? ⦁ Her saniye, her yerde tehlike olduğunu düşünüyor musunuz? ⦁ Dikkat dağınıklığı yaşıyor musunuz? ⦁ Uyku problemleriniz var mı? ⦁ Kas problemleri, çabuk yorulma problemi yaşıyor musunuz? PANİK ATAKLAR Anksiyete bozukluğu hastalarının en ekstrem anlarıdır. Aniden tetiklenen korku ve kaygı nöbetleridir. Tetikleyici bir nedene dayanabileceği gibi sebepsiz de yaşanabilmektedir. Genel olarak 10-15 dakikada zirveye ulaşabilmektedir, 1 saat civarı sürebilmektedir. Panik atak başladığı anda ölüm, felç kalma, çıldırma vb. birçok olumsuz şey düşünülür, nefes alışverişi hızlanır, kalp krizi geçireceğinize inanabilirsiniz. Panik atak anı atlatıldıktan sonra ise hasta, o an bir dönüm noktası olarak düşünür ve günlük hayatta sürekli toplum içerisinde bunun yineleneceği, sokakta bayılıp düşeceğini, felç olacağını, kalp krizi geçireceğini düşünüp korku ve kaygısını sürekli hale getirir. Panik atağın belirtileri ⦁ Çarpıntı, nabzın hızlanması ⦁ Hızlı nefes alıp verme, tıkanma ⦁ Göğüs sıkışması ve göğüs ağrısı ⦁ Boğulma hissi ⦁ Baş dönmesi, bayılacağım hissi ⦁ Çıldırma hissi ⦁ O an bulunduğu ortamdan kopuş veya gerçekliğini sorgulama ⦁ Parmak uçlarının uyuşması ⦁ Mide bulantısı ⦁ Ölüm, felç olma, kalp krizi korkuları ANKSİYETE BOZUKLUĞU TEDAVİSİ Anksiyete Bozukluğu nasıl tedavi edilir? Hastalığın tedavisinde ilaç tedavisi ve psikoterapi tedavisi uygulanabildiği gibi ilaç ve psikoterapi tedavileri bir arada da uygulanabilmektedir. İşte anksiyete bozukluğu nasıl geçer sorusunun cevabı. 1. Psikoterapi Ile Tedavi Anksiyete bozukluğu tedavisinde bilişsel davranışçı terapi ve farkındalığa dayalı terapi şeklinde iki yol kullanılmaktadır. Bilişsel davranışçı terapi ile ilaç desteği olmadan dahi sonuca ulaşılabildiği görülmüştür. a Bilişsel Davranışçı Terapi Hastayı kaygı bozukluğuna sürükleyen düşünceleri tespit edip, bu düşüncelerle yüzleşip, günlük hayatında yaşayacağı atakların kaynağını gösterip bu düşüncelerle savaşmalarını hedefleyen terapidir. b Farkındalığa Dayalı Terapi Hasta güvenli bir ortamda, telkin yoluyla korkularıyla yüzleşir ve en olumsuz şartlarla karşı karşıya bırakılır. Bu şekilde hasta sürekli kafasını kurcalayan o korku ve kaygılarıyla güvenli bir ortamda yüzleşir ve kaygıları azalır. 2. İlaç Ile Tedavi Doktorunuzun vereceği anksiyete bozukluğu ilaçlarını düzenli olarak kullanarak anksiyete bozukluğuna karşı koyabilirsiniz. Bu ilaçların belirli yan etkileri olmakla beraber korku ve kaygılarınızı kontrol altına almanıza yardımcı olacaktır. Anksiyete tedavisinde antidepresanlar, selektif serotonin gerialım inhibitörleri, anksiyolitik ilaçlar kullanılmaktadır. Antidepresanlar Antidepresanlar kesinlikle doktor gözetiminde kullanılmalıdır. Bu ilaçları kullanıp birkaç saat içinde hastalıktan kurtulacağınızı düşünmeyin. Antidepresanlar 2-4 hafta içinde ancak belirgin etkilerini gösterebilir. İlacı doktorun söylediği dozun altında veya üstünde kullanmayın, azaltmak çoğaltmak veya bırakmak için muhakkak doktorunuzla görüşün, antidepresanlar birdenbire bırakılmaz. Kendinizi sağlıklı hissettiğinizde doktorunuz belli bir süre daha kullanmanızı isteyecektir. Anksiyete bozukluğu tedavisinde kullanılan ilaçlar doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Anksiyete Bozukluğu Geçer Mi? Anksiyete bozukluğu tedavisi olan bir hastalıktır. Gerekli tedavileri aldıktan, gerekli ilaçları kullandıktan, hastalığınızı kabul edip onunla mücadele ettikten sonra maksimum derecede bu hastalıktan kurtulacağınızdan emin olabilirsiniz Ne Zaman Doktora Gitmeliyim? Eğer anksiyetenizin kaygı durumlarınız kontrolden çıktığını, hastalık düzeyine geldiğinizi düşünüyorsanız bir uzmana danışmanız gerekiyor. Bu düzeye geldiğinizi anlamak için aşağıdaki belirtileri yaşıyor olmanız yüksektir Yaşadığınız kaygılar süreklilik arz ediyorsa, Kaygılarınız kontrolden çıktıysa; iş, aile ve sosyal yaşamınızı etkiliyorsa, Sürekli korku ve kaygı yaşıyor ve bunun fiziksel belirtilerini görüyorsanız, İntihar, ölüm gibi düşüncelere kapılıyorsanız derhal bir uzmandan yardım almalısınız. Anksiyete Bozukluğundan Kaynaklanabilecek Komplikasyonlar Hastalığın artırdığı kaygı bozukluklarının yanında, tedavi olmama veya yanlış tedavi uygulanmasının neden olabileceği komplikasyonlar Depresyon ve benzeri psikolojik bozukluklar, Madde bağımlılığı, Uyku Bozukluğu imsonmia Hazımsızlık, bağırsak rahatsızlıkları, Kronik baş ağrıları, Sosyal ilişkilerden kaçınma, İş veya okulda başarısızlıklar, Hayat kalitesinin düşmesi, İntihar etmek KENDİ KENDİME NELER YAPABİLİRİM? 1 Sorunlarınız Ve Sosyal Çevreniz Kaygı ve korkularınız birçok nedene dayanabilir. Karnesi zayıflarla dolu bir öğrenci, üniversite sınavına girecek bir genç, sevgilisinden ayrılan bir aşık, sürekli mesaiye kalan ve işlerini bitiremeyen bir çalışan sürekli bir korku ve kaygı yaşayabilir. Tabiki bu tür durumlarda kalan herkes anksiye bozukluğuna sahip olmasa dahi sürekli bir korku, kaygı durumu yaşayacaktır. Bu durumlarda kendinize vakit ayırmanız büyük önem arz etmektedir. Kaygılarınızın sizi hayattan, eğlenceden, mutluluktan uzaklaştırmasına izin vermemelisiniz. Daima kendinizle barışık olup, kendinize olan saygınızı yitirmemelisiniz. Duygusal anlamda birçok yakınınız olduğunu unutmayın, çevrenizdeki insanlar siz bilmeseniz dahi her zaman siz kötü olduğunuzda size destek olacaktır. Sorumluluklarınız yapabileceğinizin çok fazla limitleri zorluyorsa bunu çözebilirsiniz. Sorumluluklarınızı paylaşabilir, yeni bir planlama yapabilir, zamana yayabilirsiniz. Sorunlarınızı saklamak onları yok etmeyecektir. Bir problem yaşadığınızda muhakkak bir yakınınızla paylaşmalısınız. Hem duygusal destek alır, hem de sorunun çözümü için tek başınıza kafa yormak zorunda kalmazsınız. 2 Korkularınızı Dibine Kadar Yaşamak Kulağa korkunç gelse de en etkili yollardan birisi korkularınızın üzerine gitmektir. Bu sayede panik atak yaşadığınız sırada olabileceklere hazırlıklı olabilirsiniz. Bunun için öncelikle panik atak yaşadığınız anı ve o anki düşüncelerinizi tüm detaylarıyla bir yere not edin. O anın başlangıcını, atak sırasında düşündüğünüz her şeyi, hislerinizi korku, endişe, kaygı vs. not edin. Güvenli bir ortamda bu notlarla yüzleşmek için uygun bir saat ayarlayın. Şimdi elinizdeki kağıda bakın ve olabilecek tüm olumsuz senaryoları çizin. Ama en kötüsü olsun, olumlu her şeyi bir kenara bırakın. Panik atak anından daha olumsuz bir durum yaşamalısınız. Örneğin başınız ağrıyor. Çok kötü şeyler olacağı kesin. Zaten sigara ve alkol kullanıyorsunuz, kesin bir şeyler ters gidiyor. Beyninizde bir kitle var. Kesin bir tümör olmalı, hem de kötü huylu bir tümör. Doktora gittiniz her şey olumsuz. Ailenize, arkadaşlarınıza nasıl söyleyeceksiniz? Anneniz, babanız çok üzülecek. Herkes size acır gözle bakacak. Size sevgiden çok merhamet duygusuyla bakacaklar. Eşiniz sizi terkedip gidecek. Kimbilir nasıl ağrılar çekeceksiniz. Kemoterapiler, saçlarınızın dökülmesi. Sonrasında tedavi de çare olmayacak ve öleceksiniz. Üstteki senaryoda en kötüyü çizdik. Muhtemelen çoğunuz bu kadar da olmaz demiştir. Gidebileceğiniz son noktaya ulaştığınızda artık dibe batmış olacaksınız. Bundan sonrası çıkış olacaktır sizin için. Bunların hiçbirinin olmadığını gördükçe bu tür kaygılardan uzaklaşmaya başlayacaksınız. 3 Günlük Hayatta Neler Yapabilirim? Hayatın her alanında olduğu gibi anksiyeteye karşı da spor çok önemlidir. günlük yapacağınız düzenli egzersizler bedeninize güveninizi artıracak ve halsizlik, uyuşukluk gibi fiziksel belirtileri minimize edecektir. Diyaframdan nefes alıp vermeyi öğrenin. Panik atak sırasında hızlı hızlı nefes aldığınızda ve kalbiniz hızlı çarpmaya başladığında da bir yere oturup diyafram nefesi alıp vermek vücudunuzu rahatlatacaktır. Düzenli beslenmelisiniz. Vücudunuzun halsiz düşmemesi, kan şekerinizin azalmaması, tansiyonunuzun dengede kalması için gün içinde sık sık ufak atıştırmanızda fayda var. Sigara, alkol gibi alışkanlıklarınızı bırakın. Psikolojik rahatlama amaçlı kullanıldığı iddia edilsede bu tür alışkanlıklar anksiyete bozukluğunu tetikleyecektir. Kafein içeren ürünler kullanmayın. Kahve, kola vb kafein içeren besinler anksiyeteyi tetikler. Düzenli uyuyun. Kaliteli bir dinlenme sizi psikolojik olarak rahatlatacaktır. Anksiyete bozukluğu tedavisine düzenli bir şekilde devam ederseniz, hastalığın belirtilerinin teker teker kaybolduğunu göreceksiniz. Baş Ağrısı Nedir, Baş Ağrısı Çeşitleri Nelerdir?Baş Ağrısı Ne Zaman Tehlikelidir?Baş Ağrısına İyi Gelen YiyeceklerBebeklerde Baş Ağrısı Nasıl Geçer?Psikolojik Baş Ağrısı Nasıl Geçer?Hamilelikte Baş Ağrısı Nasıl Geçer?Migren Baş Ağrısı Nasıl Geçer Evde?Oruçluyken Baş Ağrısı Nasıl Geçer?Adetliyken Baş Ağrısı Nasıl Geçer?Tansiyona Bağlı Baş Ağrısı Nasıl Geçer?Baş Ağrısı İçin YöntemlerUzman Görüşü Bazen yanıtına en çok ihtiyaç duyduğumuz soru, baş ağrısı nasıl geçer sorusudur. Siz de şiddetli baş ağrısı nasıl geçer hakkında bilgi edinmek istiyorsanız sizi yazımızın devamını okumaya davet ediyoruz. Şiddetli baş ağrıları nasıl geçer sorusunun yanıtı kimi zaman bir ilaç, kimi zaman ise herhangi bir ürüne bile ihtiyaç duymadan başvurulan doğal yöntemlerdir. Baş ağrısı neden olur nasıl geçer merak edildiğinde; hamilelikte, oruçluyken, menopozda, adetliyken şeklinde farklı etmenlere göre çözüm aranır. Elbette baş ağrısı için çözüm nedeni tespit etmeyi gerektirir. Baş ağrısının sebepleri farklı yöntemler kullanmayı gerektirebilir. Baş Ağrısı Nedir, Baş Ağrısı Çeşitleri Nelerdir? Baş ağrısını; zonklayıcı, sıkıştırılmış hissi veren baskı, ağrı hissi şeklinde tanımlayabiliriz. Bazen başın belirli bölümünde bazen başın tamamında hissedilen baş ağrısı çoğunlukla birkaç saate geçer. Baş ağrısı çeşitleri, farklı belirtilerle ortaya çıkar. Baş ağrısı tiplerini şöyle sıralayabiliriz Gerilim tipi baş ağrısı Yoğun iş temposunun, stresin veya uykusuzluğun tetiklediği bu baş ağrısı türü basınç şeklinde hissedilir. Gerilim tipi baş ağrısı, en yaygın görülen baş ağrısı tipi baş ağrısı Genellikle şiddetli baş ağrısı nasıl geçer sorusunun yanıtını merak edenlerin hissettiği baş ağrısı, migren tipidir. Nöbetler halinde gelen migren tipindeki baş ağrısına bulantı ve kusma da eşlik tipi baş ağrısı En uzun süren baş ağrısı tipi küme tipidir. Genellikle İlkbahar ve Sonbahar aylarında görülen bu baş ağrısına göz yaşarması da eşlik tipi baş ağrısı Genellikle çok soğuk hava koşullarının tetiklediği bu baş ağrısı tipinde ağrı, ani elektrik çarpması gibi yoğun bir his oluşturur. Baş ağrısı genellikle masum olsa da; kafa travmalarından beyin tümörlerine, kulak enfeksiyonlarından sinüzite, beyin damar bozukluklarından diş problemlerine farklı sebepleri olabilir. Baş ağrısı nasıl oluşur, baş ağrısı sebepleri nelerdir sorusunun en doğru yanıtı nöroloji uzmanındadır. Baş Ağrısı Ne Zaman Tehlikelidir? Baş ağrısı neden geçmez diyerek yakınıyorsanız veya bu şekilde şikâyet eden bir tanıdığınız varsa yapılacak en doğru şey bir nöroloji uzmanından yardım almaktır. Baş ağrısı için yapılacaklar epey fazladır, hatta baş ağrısına 100 çözüm bulmak bile mümkündür; fakat baş ağrısı tehlikeli bir hastalıktan kaynaklandığında ağrı kesici ilaçlar dâhil olmak üzere tüm bu yöntemler kesin çözüm olamaz, hatta ters etki yapabilir. Sahi, baş ağrısı ne zaman tehlikelidir? Özellikle de bulantı, kusma ve çift görme şikâyetlerinin olduğu baş ağrıları tehlikelidir. Ayrıca şu durumlarda da dikkatli olmak gerekir Aynı bölgede baş ağrısı50 yaş üstü bireylerde şiddeti artan baş ağrısına eklem ağrıları, görmede güçlük, çiğnerken yorulma gibi şikâyetlerin eşlik etmesiBaş ağrısına, yüksek ateş, halsizlik ve uyku hali eklenmesiBaş ağrısına, kol ve bacak uyuşması, halsiz ve güçsüz düşme, görmenin yanı sıra konuşmada da güçlük çekme gibi şikâyetlerin eşlik etmesiCinsel ilişki, hapşırma, ıkınma gibi efor sarf edilen eylemlerin sonrasında ortaya çıkan baş ağrısıGeçmeyen ve şiddeti artan baş ağrısıSigara kullanan ve doğum kontrol hapı kullanan bir kadının şiddeti artan baş ağrısı hissetmesiAni başlayan ve yüksek şiddete ulaşan baş ağrısı Baş ağrısının tehlikeli olduğu hallerde görmede, ağrıya güçlük semptomu eşlik eder. Bazı durumlarda göz de ağrır. Peki, baş ağrısı neden göze vurur? Göze vuran baş ağrısı çoğunlukla migren kaynaklıdır. Diğer sebepleri ise temporal arterit damar iltihabı ve göz tansiyonudur. Baş Ağrısına İyi Gelen Yiyecekler Baş ağrısı nasıl geçer doğal çözüm nedir diye soranlara elbette yanıtımız doğal yiyecek ve içeceklerdir. Baş ağrısına iyi gelen yiyecekler şunlardır Yapraklı yeşillikler, fındık, yağlı balıklar somon, uskumru, potasyum zengini meyveler muz, kavun, kayısı, incir, hurma, karpuz, domates, Omega-3 yağ asitleri içeren tohumlar haşhaş, susam, kabak çekirdeği, ay çekirdeği ve chia çekirdeği tohumları, tam tahıllar, koenzim Q10 vitamini içeren besinler karaciğer gibi organ etleri, sığır eti gibi kas etleri, yağlı balıklar, yeşil yapraklı sebzeler, baklagiller. Baş ağrısına iyi gelen içecekler ise bitki çaylarıdır. Baş ağrısına iyi gelen bitki çayları şunlar Ihlamur, Zencefil çayı, lavanta çayı, papatya çayı, biberiye çayı. melisa çayı. Baş ağrısına iyi gelen çaylar arasında öne çıkan papatya çayı ve biberiye çayıdır. İçki baş ağrısı nasıl geçer sorusunun yanıtı ise soda ve ayrandır. Bebeklerde Baş Ağrısı Nasıl Geçer? Genellikle bebeklerde ve çocuklarda baş ağrısı olmayacağı düşünülür. Oysa baş ağrısı bebeklerde de olur. Bir bebek başını sağa sola eğiyorsa ve eliyle kafasına dokunuyorsa başı ağrıyor demektir. 3 yaşından küçük bebeklerde baş ağrısı nasıl geçer öğrenmek için, özellikle de uyanırken kusma, denge bozukluğu gibi semptomlar varsa beyin görüntüleme gerekebilir. Baş ağrısı yaş büyüdükçe artabilir ve 5, 6 veya 12 yaş baş ağrısı nasıl geçer sorusu gündeme gelebilir. Elbette en doğru yanıt için nöroloji muayenesi gerekir. Ağrı kesici ilaçların haftada 2-3 defadan fazla verilmesi sakıncalıdır. Psikolojik Baş Ağrısı Nasıl Geçer? Baş ağrıları genellikle çözümlenemeyen ruhsal sorunlardan kaynaklanır. Kronikleşen baş ağrılarından şikâyetçiyseniz ve sorunun psikolojik olduğundan eminseniz psikolojik baş ağrısı nasıl geçer sorusuna en iyi yanıt psikiyatristtedir. Özellikle de anksiyete baş ağrısı nasıl geçer diye sorulduğunda öncelikli yöntem anti depresan ilaçları olabilir. Bu ilaçları doktor önerisiyle almak kritik önem taşır. Stresten olan baş ağrısı nasıl geçer sorusunun farklı yanıtları vardır. Ağrı kesiciler, kas gevşetici ilaçlar ve depresyon ilaçlarının yanı sıra gevşeme teknikleri ve masaj yapılabilir. Gerilim baş ağrısı nasıl geçer, elbette egzersiz ile. Nefes egzersizi yapmak için, rahat olabileceğiniz bir kıyafetinizi giyerek rahat bir koltukta oturun. Oturmak yerine başınızın ve ayağınızın altına yastık alıp sırt üstü uzanabilirsiniz. Burnunuzdan nefes alın. Bir elinizi karnınıza koyup burnunuzdan nefes alın. Püf noktası elinizin karnınızdan daha fazla hareket etmesidir. Hamilelikte Baş Ağrısı Nasıl Geçer? Gebeliğin ilk 3 ayında ani hormonel değişim ve kan hacmindeki artışa bağlı olarak baş ağrısı görülmesi normaldir. Peki, hamilelikte şiddetli baş ağrısı nasıl geçer? Elbette hamilelikte ilaç tedavisi uygun bir yöntem değildir. Hamilelikte baş ağrısı nasıl geçer bitkisel çözüm akla getirse de en iyi yöntem, açık havada yürüyüş yapmak, ılık duş almak ve loş ışıklı, sessiz bir odada uyumaktır. Gebelikte baş ağrısı nasıl geçer sorusu kadar baş ağrısının nasıl önlenebileceği de önemlidir. Bu noktada en önemli ipucu günde en az 10 bardak su içmektir. Tuz tüketimini azaltmak ve yağlı yiyeceklerden uzak durmak da baş ağrısını önlemede etkilidir. Lohusalıkta baş ağrısı nasıl geçer sorusunun da farklı bir yanıtı yoktur. Migren Baş Ağrısı Nasıl Geçer Evde? Migren ağrısı; ense, şakak ya da göz çevresinde şiddetli baş ağrısı şeklinde ortaya çıkar. Özellikle 40 yaş üstü kadın bireylerde migren atakları çok sık görülür. Migren baş ağrısı nasıl geçer evde ne yapılabilir yanıtlamadan önce, migren ile baş ağrısı arasındaki farklılıklara değinelim. Baş ağrısı, birkaç saat sürerken; migren ağrısı neredeyse tüm gün devam eder. Baş ağrısı, başın tümünde olabilirken; migren ağrısı tek taraflıdır. Baş ağrısı, rutin işleri kısmen yapmaya engel olurken; migren ağrısı kişiyi evden çıkamayacak hale getirebilir. Migren ağrısında, baş ağrısından farklı olarak mide bulantısı görülür. Migren baş ağrısını geçirmek için ağrı kesici kullanmanın yanı sıra şunları yapabilirsiniz İki adet patatesi yıkayıp kabuklarını soyun ve rendeleyin. Suyu hala üzerinde olan patates rendesine bir miktar tuz ekleyerek başın ağrıyan kısmına sarın. Yarım saat bu şekilde suya 10-12 damla kadar lavanta yağı döküp bulunduğunuz odaya yerleştirin ve buharını içinize vera jelini çıkarıp başınıza masaj tohumu ile hazırladığınız bir salata yaparak ılık su damla okaliptüs yağı ile ense ve şakaklara masaj bardak taze üzüm suyu nane yaprağı çiğneyin. Migren ağrısı şakaklara vurur ve şakaklardaki baş ağrısı nasıl geçer sorusu gündeme gelir. Bu noktada yine nane devreye girer. Nane yağı ile şakaklarınıza masaj yaparak migrenden kaynaklanan baş ağrısını hafifletebilirsiniz. Migren kaynaklı yoğun baş ağrısı nasıl geçer sorusunun genellikle en iyi yanıtı, triptan grubu sumatriptan, eletriptan, zolmitriptan, frovatriptan, naratriptan, rizatriptan ilaçlardır. Migren ataklarına eşlik eden mide bulantısının çözümü için, aşağıda linkini paylaştığımız mide bulantısı nasıl geçer yazımızı da okumanızı öneririz. Oruçluyken Baş Ağrısı Nasıl Geçer? Oruç tutmanın manevi faydalarının yanı sıra kronik kalp hastalığına karşı koruyucu etkisi de vardır. Elbette bu durum sağlıklı kişiler için ayında yemek yemeden ve su içmeden geçirilen süreç 17 saate varabilir. Bu nedenle özellikle de kronik kalp yetmezliği hastalarının, diyabet hastalarının, ülser rahatsızlığı olanların, böbrek sorunları olanların, tansiyon hastalarının, kan sulandırıcı ilaç kullananların oruç tutmaması gerekir. Sağlıklı kişilerde Ramazan ayında oruçluyken baş ağrısı nasıl geçer merak eder. Aynı şekilde diyet sürecindekiler de diyette baş ağrısı nasıl geçer, açlıktan baş ağrısı nasıl geçer merak eder. Baş ağrısı çok sık yaşanıyorsa ve hayatı olumsuz etkiliyorsa diyetisyene danışmak veya orucu bırakmak gerekecektir. En önemli ipucu ise baklagiller, kuruyemiş, hurma, avokado, yumurta gibi uzun süre tok kalmayı sağlayacak besinler tüketmektir. Adetliyken Baş Ağrısı Nasıl Geçer? Regl döneminde östrojen hormonunda oluşan dalgalanma baş ağrısına neden olabilir. PMS adet öncesi sendromu, sigara ve alkol kullanımı, düzensiz uyku ve yanlış beslenme de adet döneminde baş ağrısına sebebiyet verir. Adet döneminde gündeme gelen regl baş ağrısı nasıl geçer sorusunun klasik baş ağrısı için kullanılan yöntemlerden farklı yanıtları vardır. Adetliyken baş ağrısı nasıl geçer bitkisel çözüm magnezyum içeren besinler ve B vitamini içeren besinler tüketmektir. Doğru beslenmek adetken baş ağrısı en etkili çözüm yoludur. Magnezyum içeren besinler Ispanak, kabak çekirdeği, uskumru veya somon balığı, pirinç, yeşil fasulye, muz, avokado, soya fasulyesi, kuru meyveler, susam, ay çekirdeği, kaju fıstığı, bitter vitamini içeren besinler Balık, ıspanak gibi yeşil yapraklı bitkiler, et çeşitleri, yumurta, süt ürünleri, istiridye ve midye, baklagiller, tam tahıllar Tansiyona Bağlı Baş Ağrısı Nasıl Geçer? Enseden gelen baş ağrısı, genellikle hipertansiyona işarettir. Hipertansiyon baş ağrısı nasıl geçer sorusunun yanıtı ise elbette tansiyonu düşürmektir. Tansiyon baş ağrısı nasıl geçer konusunda ilk yapılması gereken başı soğuk suyla yıkamaktır. Bir bardak suya yarım limon sıkarak içmek, damarların tıkanmasına neden olan maddeleri uzaklaştırır. Tansiyonu düşürmede etkili olan diğer besinler şunlar Nar suyu, pancar suyu, kekik suyu, kuşburnu çayı, muz, yoğurt veya ayran. Baş Ağrısı İçin Yöntemler Baş ağrısı; sıcaktan ve soğuktan, anestezi alınmış olmasından, radyasyondan, alkol alınmış olmasından, nargile veya sigaradan, güneşten de kaynaklanabilir. Dolayısıyla baş ağrısı için yöntemler; alkol baş ağrısı nasıl geçer, uykusuzluk baş ağrısı nasıl geçer, sıcaktan baş ağrısı nasıl geçer gibi farklı sorular için aynıdır. Baş ağrısına en iyi gelen yöntem temiz hava almak ve uyumaktır. Baş ağrısı için çözümler şunlardır Kasları gevşetmek için ılık bir duş almakKaranlık veya loş ışıklı sessiz bir odada uyumakGeleneksel Çin tıbbına göre feng fu noktasına boyunla baş arasındaki bölge 20 dakika buz koymak. Baş ağrısı olmadan da her gün bu yöntemi uygulamak uyku kalitesini parça limonu yüze sürmekNefes ve gevşeme egzersizleri yapmakLavanta, fesleğen veya nane yağını sıcak suyun içine damlatmak veya yastığa, gömleğe sürmekBir kalemi dişlerini arasına alıp çok güç uygulamadan sıkıştırarak alt çenenin serbest kalmasını sağlamakSoğuk jel bantları kullanmakUçakta baş ağrısı nasıl geçer merak edenler için de yanıtlayalım. Uçakta kulak içindeki basıncı dengelemek için su içip sakız çiğnemek gerekir. Baş ağrısını önlemek için ise; Baş ağrısını tetikleyen besinlerden çikolatalı tatlılar, eski kaşar gibi bekletilmiş peynirler, dondurma, muz, işlenmiş et uzak durmak,Bol bol su içmek yetişkinlerde en az 8 bardak, yaş arası çocuklar için 1 litre, 4-8 yaş arası için 1,2 litre, 9 yaş ve üzeri çocuklar için ise 1,5 litreOmega 3, potasyum ve B vitamini ağırlıklı beslenmek,Uyku saatlerinin düzenli olması ve yemeği yatmadan en az 2-3 saat önce yemek gerekir. Şu sorulara acil yanıt arıyorsanız ve yüksek baş ağrısı nasıl geçer konusunda bahsettiğimiz yöntemler yeterli gelmiyorsa doktora danışmanız kritik önem taşır Covid-19 baş ağrısı nasıl geçer?Boyun fıtığı baş ağrısı nasıl geçer?Gripte baş ağrısı nasıl geçer?Sürekli baş ağrısı nasıl geçer?Ateş ve baş ağrısı nasıl geçer?Lokal anestezi baş ağrısı nasıl geçer?Viagra baş ağrısı nasıl geçer?İshal baş ağrısı nasıl geçer?Menopozda baş ağrısı nasıl geçer?Vertigo baş ağrısı nasıl geçer?20lik diş baş ağrısı nasıl geçer?Prodrom baş ağrısı nasıl geçer?Uyutmayan baş ağrısı nasıl geçer?Göz ve baş ağrısı nasıl geçer?Boyun ve baş ağrısı nasıl geçer?Sol göz üstü baş ağrısı nasıl geçer?Temporal baş ağrısı nasıl geçer?Fibromiyalji baş ağrısı nasıl geçer?Tümör baş ağrısı nasıl geçer? Baş Ağrısı İçin Masaj Yöntemleri Baş ağrısı masaj yaparak gidermesi mümkün olan bir ağrıdır. Baş ağrısı ve stresi 30 saniyede geçirmek için işaret parmağınız ile baş parmağınız arasındaki noktaya 30 saniye boyunca baskı uygulayın. Bunu diğer elinizde de yapın. Geleneksel Çin tııbı tekniğinde akupresür akubası olarak bilinen bu yöntemde ağrıyı geçiren tek nokta işaret parmağınız ile baş parmağınız arasındaki nokta değildir. Aşağıdaki noktalara basınç uygulayıp baş ağrısı masajı yaparak farklı nedenlerden kaynaklanan baş ağrısından kurtulabilirsiniz. Omuz kasına 4-5 saniye boyunca masaj ortasına yaklaşık bir dakika boyunca basıp iç tarafına kasına 4-5 saniye boyunca masaj yapın. Baş Ağrısı ASMR Yöntemi ASMR açılımı, Autonomous Sensory Meridian Response Otonom Duyusal Meridyen Tepkisi olup “beyin masajı” gibi kelimelerle ifade edilir. Baş ağrısı ASMR ile nasıl ilgili olabilir diye düşünenler için hemen açıklayalım. ASMR, düşük desibel seslerin, vücudun endorfin salgılamasını sağlayıp rahatlamasını sağlar. ASMR etkisi olarak adlandırılan bu rahatlama baş ağrısına da iyi gelir. Baş ağrısı geçiren müzik ve baş ağrısı için meditasyon da ASMR kapsamındadır. ASMR ile baş ağrınızı tedavi edebilmek için faydalı olabilecek, dikkati dağıtabilecek ASMR müzikleri şunlar Ghost- Daisuke TanabeSound Bath – Healing VibrationsHobbit Study Session – ASMR WeeklyFlying – Soothing RelaxationThe Deepest Healing Sleep – SleepTubeChronicles of Creation – Diego MitreFrontier – Holly Herndon Baş Ağrısı Nasıl Geçer Saraçoğlu Kürü Tarifi Türkiye’de “sağlık için doğal ürünler akımı”nı başlatan Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu’nun elbette zonklayan baş ağrısı nasıl geçer sorusuna da yanıtı var. Saraçoğlu, demi çok az olan çayın içine 9-10 adet kuru karanfil atıp şekersiz içmeyi önermiştir. Migren baş ağrısı nasıl geçer evde ne yapılabilir merak eden takipçilerimiz için de Saraçoğlu’nun kür tarifini paylaşalım. Bir su bardağı suda bir tutam 5 gram biberiyeyi, kısık ateşte 9 dakika kaynatın ve sabah, öğle, akşam olmak üzere günde 3 defa ılık olarak tüketin. Bunu 1 ay uyguladığınız halde ağrının şiddeti azalmıyorsa veya nöbet sıklığı azalmıyorsa; 5 gram düz yapraklı adlan pençesi bitkisinin saplarını, kısık ateşte 10-12 dakika kaynatın ve günde bir defa tüketin. Sinüzit baş ağrısı nasıl geçer İbrahim Saraçoğlu tarafından papatya şeklinde yanıtlanmıştır. Aslında papatya direk olarak ağrı giderici değil, burun tıkanıklığı gidericidir; fakat burun tıkanıklığı giderildiğinde diğer baş ağrısı yöntemleri de uygulandığında ağrı yok olacaktır. Papatyayı demleyip havluyla başınıza sarın ve buharı içinize çekin. Sinüzit baş ağrısı nasıl geçer evde sorusunun tek yanıtı papatya değildir. Sıcak su ile duş almak, burun çevresine sıcak su ile ıslatılmış havlu tutmak, bol miktarda ılık limonlu su tutmak, acı biber tüketmek de sinüzitten kaynaklanan baş ağrısına iyi gelir. Baş Ağrısı İçin Dua Allah’a sığınmak ve baş ağrısı duası etmek manevi olarak da fiziksel olarak da iyi hissettirir. Peygamber Efendimiz Hadîs-i Şerif’te, baş ağrısı için aşağıdaki ayet-i kerimeleri okumayı önermiştir 21- “Lev enzelnâ hâzel kur’âne alâ cebelil-leraeytehû hâşianm-mütesaddianm-min haşyetillah. Ve tilkel emsâlü nadribuhâ linnâsi leallehum yetefekkerûn.”22- “Hüvallahüllezî lâ ilâhe illâ hû. âlimül ğaybi veşşehâdeti hüver-Rahmânür-Rahîm.”23- “Hüvallahüllezî lâ ilâhe illâ Melik’ül Guddûs-üs-Selâmü’l Mü’minül Müheyminül Azîzül Cebbârül Mütekebbir. Sübhânallâhi ammâ yüşrikûn.”24- “Hüvallâhül hâligul bâriül musavviru lehul esmâül hüsnâ. Yüsebbihû lehû mâ fis-semâvâti vel’ard. Ve hüvel Azîzul Hakîm.” Aşırı baş ağrısı nasıl geçer dua arayanların ayrıca; Fatiha Müddeti okunup hemen ardından 7 defa “Bismillahi’l-kebiri, neuzü billahi’l-azimi min şerri ırkın ne’aarin ve min şerri harrin-nari” duasının okunmasının, baş ağrısına iyi geleceği rivayet edilmektedir. Migren tipi baş ağrısı için dua ise “Allahümme eşfi enteşşafi allehümme a’fintelmuaf” duasının ardından “Allah’ım bana musallat olan bu ağrı bana eziyet etmekte ve benim hayat standardımı düşürmektedir, sana ibadet ederken bile kasvet yaşamaktayım ve bu baş ağrısından kurtulabilmek için sana yönelmekteyim bana merhametini göster, âmin” duasının okunmasının baş ağrısına iyi geleceği rivayet edilmektedir. Baş ağrısı için rukye yapabilirsiniz. Müslümanlar için şifa şekli olan rukye, Allah’ın isim ve sıfatlarını okuyup hasta olan kişiye üflemek ve Allah’tan şifa dilemek anlamına gelir. Uzman Görüşü Sağlık konusunda pratik çözüme en çok ihtiyaç duyulan konulardan biri baş ağrısıdır. Baş ağrısı nasıl geçirilebilir, baş ağrısı için ne yapmam gerekiyor diye çare arayan okuyucularımız için baş ağrısına ne iyi gelir, insanın baş ağrısı nasıl çabuk geçer sorusunu farklı pek çok yöntemle yanıtlamaya çalıştık. Baş ağrısına iyi gelen ilaçlar kullanmadan önce doktora danışmalısınız. Özellikle de 3 gündür geçmeyen baş ağrısı gibi şikâyetleriniz varsa en kısa sürede bir nöroloji uzmanına muayene olmanızı öneririz. baş ağrısı nasıl geçer İçerik üreticisi. Uzman Tavsiyesi sitemizde sizler için kullanıcı deneyimi ve bilgiyi harmanlayarak tavsiyelerde bulunmaktayım. Bu tavsiyelerde bulunurken en iyi ürünleri titizlikle seçmekteyim. Türkiye’de tavsiye sitesi arayışında öne çıkan bu sitede uzman kadrosunda sizlerin ürünlere dair soru işaretlerini gidermek üzere çalışmalar yapmaktayım. En iyi ürün, ihtiyacı karşılayandır ve kişiden kişiye değişebilir. Bununla birlikte ürettiğim en iyi tavsiye içerikleri sayesinde en doğru ürün alternatifleri arasında seçim yapmanız kolaylaşacaktır. Anksiyete çok yaygın görülen ve sıklığı giderek artan psikolojik bir rahatsızlıktır. Günlük hayatta zaman zaman kaygı duysak da anksiyete bozukluğu, kaygının genellikle bir sebep olmadan ortaya çıkıp uzun sürmesidir. Bu nedenle de günlük hayatı olumsuz etkiler. Genetik yatkınlık, tıbbi nedenler ve stresli yaşamdan kaynaklanabilir. Anksiyete tedavisi, hem aşırı kaygı, çarpıntı, titreme ve terleme gibi belirtileri ortadan kaldırmayı hem de kaygıyla etkili biçimde baş etmeyi amaçlar. Anksiyetesi olan kişiler uzmanlardan destek almaktan çekinmemelidir. Uzmanların görüşleri doğrultusunda gerekiyorsa psikoterapi ve ilaç tedavisine başlamak ve bu tedaviyi aksatmamak anksiyete tedavisinde büyük önem taşır. Anksiyete nedir?Anksiyete nedenleriAnksiyete belirtileriAnksiyete teşhisiAnksiyete testiAnksiyete türleriAnksiyete tedavisiAnksiyete sorunu yaşayanlar için öneriler Anksiyete nedir? Anksiyete kaygı, vücudumuzun ve zihnimizin strese karşı verdiği doğal bir tepkidir. Herkes hayatının belirli dönemlerinde anksiyete yaşayabilir. Stres yaratan bir durumla veya bir tehditle karşılaştığımızda kalp atışlarımız ve nefes alış-verişimiz hızlanır. Durumla başa çıkıp çıkamayacağımıza göre, vücudumuz kaçmaya ya da kalıp savaşmaya hazırlanır. Stres nedir? Stresle nasıl başa çıkılır? Neden olduğu hastalıklar… Hızlanan kalp atışlarıyla birlikte vücuttaki kaslara daha çok oksijen pompalanır. Doğal bir tepki olmasına karşın, eğer anksiyete birden, sebepsizce ve çok sık oluşuyorsa; tehdit veya stres içeren unsur ortadan kalktığında hala sürüyorsa ve iş/okul veya sosyal hayatınızı etkiliyorsa tedavi edilmesi gereken bir durum haline gelir. Bu duruma kaygı bozukluğu da denir. Anksiyete nedenleri Anksiyetenin kesin nedenleri henüz bilinmemektedir. Anksiyete gelişiminde beyindeki nörotransmiter olarak bilinen serotonin ve norepinefrin kimyasallarının dengesiz halinin etkili olduğu bulunmuştur. Ancak araştırmacılar bu dengesizliğe sebep olan etkenleri de henüz tam olarak bilmemekte, birçok faktörün bir araya gelerek anksiyeteye sebep olduğunu düşünmektedir. Genetik yatkınlık gibi bazı doğuştan sebepler olduğu gibi, stresli veya travmatik yaşam olayları da anksiyete oluşumunda etkili olabilir. Tıbbi nedenler Yapılan araştırmalar sonucu, bazı hastalıkların anksiyeteyle doğrudan bir ilişkisi olduğu gözlenmiştir. Anksiyeteye neden olan bazı hastalıklar Tiroid – hipertiroid Diyabet Kalp hastalıkları Solunum hastalıkları Menopoz Uyuşturucu madde kullanımı veya yoksunluğu Alkol veya ilaç yoksunluğu Kronik acı veya irritabl bağırsak sendromu Beyne kaç ya da savaş sinyali gönderen bazı tümör türleri Eğer; Ailenizde anksiyetesi olan bir birey yoksa, Çocukluğunuzda kaygı bozukluğu yaşamadıysanız, Kaygı yüzünden belli durumlardan ve eylemlerden kaçınma alışkanlığınız yoksa, Yaşamınızdaki olayların etkisiyle açıklanamayacak ani gelişen bir anksiyeteniz varsa, anksiyetenizin tıbbi bir nedenden kaynaklanma olasılığı yüksektir. Menopoz nedir? Ne zaman başlar? Belirtileri ve tedavisi Anksiyete risk faktörleri DNA’daki çeşitliliklerin yol açtığı genetik yatkınlık Anksiyetesi olan bir aile üyesine sahip olma Ebeveynlerin kontrolcü davranışları ve tutumları Özellikle çocukluk döneminde yaşanan anne-baba kaybı; fiziksel, duygusal veya cinsel istismar; ihmal gibi stres verici yaşam olayları Depresyon gibi birtakım ruhsal problemlerin varlığı Gergin bir iş ortamı ve yoğun bir iş temposuna sahip olma Kadın olma – Kadınlardaki anksiyete oranı erkeklerin yaklaşık iki katıdır. Anksiyete belirtileri Gergin, tedirgin ve huzursuz hissetme Kötü bir şey olacak hissi veya paniğe kapılma Kalp atışlarında ve nefes alış-verişte hızlanma, kalp çarpıntısı veya göğüste sıkışma Terleme, titreme Güçsüz veya yorgun hissetme Sırt ağrısı Baş dönmesi Kaygı dışında herhangi bir şeyi düşünmede ve bir şeye odaklanmada zorluk Uykusuzluk Gaz, kabızlık, ishal gibi sindirim problemleri Kaygıyı kontrol etmede güçlük Kaygı doğuran durumlardan kaçma isteği Depresyon nedir? Neden olur? Belirtileri, türleri ve tedavisi Anksiyete teşhisi Kaygınız normal olmaktan çıkıp sizi rahatsız edecek, günlük hayattaki işlevlerinizi etkileyecek boyuta geldiği zaman bir uzmana görünmeniz önemlidir. Uzmanlar sizinle görüşmeler yaparak şikayetlerinize göre birtakım psikolojik testler uygular ve belirtilerinizi tanı sistemlerindeki belirtilerle karşılaştırır. Durumunuzu daha net anlayabilmek için, bu psikolojik testler ve görüşmeler sırasında sizden düşüncelerinizi, davranışlarınızı ve duygularınızı tanımlamanızı isterler. Bazı durumlarda kişiler belli fiziksel şikayetlerle doktora giderler ancak bu durumun altında da anksiyete yatıyor olabilir. Bu durumda doktorunuz, fiziksel bir hastalık ihtimalini elemek için kan testi gibi bazı tıbbi testler yaptırmanızı isteyebilir. Eğer kaygınız özel bir şeye yönelik olmaktan çok genel bir durumsa ve 6 aydan uzun süredir varlığını koruyorsa, yaygın anksiyete bozukluğu tanısı almanız muhtemeldir. Anksiyete testi Anksiyete tanısı tek bir testle belirlenemez. Fiziksel muayeneler, psikolojik testler ve ruhsal değerlendirmelerin sonucunda uzmanlar bir karara varır. En çok kullanılan ölçeklerden biri olan Beck Anksiyete Ölçeği, son bir hafta içinde hangi anksiyete belirtilerini ne sıklıkta ve/veya hangi şiddette hissettiğinizi ölçmeyi amaçlayan 21 maddelik bir testtir. Anksiyete türleri Anksiyetenin çeşitli türleri bulunmaktadır. Tüm anksiyete türlerinin ortak özelliği, algılanan veya gerçek bir tehdide yönelik aşırı korku ve kaygı içermeleridir. Bu türler şöyle sıralanabilir Sosyal anksiyete bozukluğu Sosyal fobi Sosyal anksiyete bozukluğu, sosyal ortamlarda insanlar tarafından eleştirilme, yargılanma ve küçük düşürülmeye ilişkin duyulan aşırı korku durumudur. Sosyal ortamlarda bulunmak kişilerde çarpıntı, terleme veya titremelere yol açabilir. Serotonin nedir? Ne işe yarar? Serotonin eksikliği ve arttıran gıdalar Bu korku çoğunlukla gerçeği yansıtmaz, yine de sosyal anksiyete bozukluğuna sahip insanlar korku ve kaygı nedeniyle sosyal ortamlardan kaçınabilirler. Yaygın anksiyete bozukluğu Yaygın anksiyete bozukluğu, en sık rastlanan psikolojik rahatsızlıklardan biridir. Bu problemi yaşayan kişiler, sürekli ve kontrol edilemeyen bir kaygı ve huzursuzluk hali içindedir. Genellikle kaygının sebebini tanımlamakta zorlanırlar. Hiçbir somut gösterge olmaksızın sınıfta kalacaklarına, işten atılacaklarına, başlarına bir felaket geleceğine dair kaygı duyabilirler. Yorgunluk, asabiyet, alınganlık, konsantrasyonda zorlanma, kas ağrıları, baş ağrısı, yutkunmada zorlanma, nefes alamama hissi, sürekli terleme, sık idrara çıkma ihtiyacı ve uyku problemleri, en sık görülen belirtileridir. Panik bozukluğu Epizodik paroksismal anksiyete Panik bozukluğu, aniden ve yoğun biçimde gelen kaygı, korku ve dehşet duygularının oluşturduğu panik atakların beklenmedik ve tekrarlayan biçimde ortaya çıkmasıdır. Panik atak sahip olan kişiler terleme, nefes almada zorluk ve kalp atışlarında hızlanmayla birlikte bir dehşet duygusuna kapılırlar ve bu duygu birkaç dakika içinde iyice yoğunlaşır. Gerçek bir tehdit olmasa da ataklar sırasında sıklıkla ölecekleri korkusuna kapılırlar. Çoğu insan hayatında bir ya da iki kere panik atak yaşayabilir. Ancak panik bozukluğu panik atakların sürekli tekrarlamasıyla oluşan bir ruhsal rahatsızlıktır. Panik atakla karıştırılmamalıdır. Panik atak nedir? Nedenleri, belirtileri, testi ve tedavisi Agorafobi Kişilerin kaygıya kapılmaları veya kötü bir şey olması durumunda yardım alamayacaklarını, kaçmakta zorlanacaklarını düşündükleri yerlerde ve durumlarda bulunma korkusuna agorafobi denir. Genellikle açık ve kalabalık alanlarda bulunma korkusu olarak düşünülse de agorafobisi olan kişiler toplu taşıma aracına binmekten, alışveriş merkezine gitmekten, bir kuyrukta beklemekten veya bazı durumlarda evden ayrılmaktan bile kaçınabilirler. Agorafobi panik bozukluğu ile birlikte görülebilir. Travma sonrası stres bozukluğu TSSB TSSB, kişinin kendisinin veya bir yakınının hayatına veya vücut bütünlüğüne ilişkin bir tehdit algıladığı; doğal afet, kaza, savaş, fiziksel veya cinsel saldırı gibi travmatik durumlardan sonra gözlenen yoğun kaygı durumudur. TSSB’ye sahip kişiler tehdit geçmiş olsa bile devamlı bir tehlike algısıyla yaşarlar. Rüyalar veya flash-backlerle olayı yeniden yaşıyormuş hissine kapılabilir, olayı hatırlatan yer ve kişilerden kaçınabilir, olayla ilgili detayları hatırlamakta zorlanabilir ve huzursuzluk, konsantrasyonda zorlanma, kolayca ve aşırı uyarılma ile uyku problemleri gibi sorunlar yaşayabilirler. Bu kişilerde ayrıca yüksek bir suçluluk ve kaygı duygusuyla birlikte eğlenebilecekleri aktivitelerden kaçınma davranışı da sık sık görülür. TSSB’nun depresyonla birlikte görülme ihtimali yüksektir. Obsesif kompulsif bozukluk OKB Obsesif kompulsif bozukluk; tekrarlayan, ısrarcı ve kaygı uyandırıcı düşünce ve dürtülerin obsesyon ve bu düşünceleri bastırma ve kendini rahatlatma adına yapılan tekrarlayan belirli davranışların kompulsiyon birlikte oluşturduğu bir psikolojik rahatsızlıktır. Genellikle ergenlik döneminde başlar ve kadınlarda daha sık görülür. Belirtileri kültürden kültüre değişiklik gösterebilir. En sık görülenler Bulaşma obsesyonu ve temizlik kompulsiyonu Mikrop bulaşacağına dair duyulan sürekli kaygı sonucu aşırı temizlik yapma Kuşku obsesyonu ve kontrol kompulsiyonu Kapıyı kilitleyip kilitlemediğini, ütüyü fişte unutup unutmadığını sürekli kontrol etme; sevdiği birine zarar vereceği düşüncesiyle kesici aletlerden uzak durma Simetri obsesyon ve kompulsiyonları Objeleri simetrik bir hizaya getirme, evdeki eşyaları sürekli düzeltme Dokunma ve sayma kompulsiyonları Bir şeye dokunmazsa veya bir şeyi belirli bir sayıda yapmazsa kötü bir şey olacağına inanma Biriktirme ve saklama kompulsiyonları İleride lazım olacağı düşüncesiyle gereksiz eşyaları atmak yerine saklamak isteme Depresyon tedavisi Hangi yöntem etkili? Psikoterapi mi, ilaç tedavisi mi? Batıl inançlara, uğurlu-uğursuz sayı ve renklere sahip olmak da günlük hayatı etkileyecek düzeydeyse OKB olarak değerlendirilebilir. Hepimizin kontrol ve tedbir için uyguladığı bazı davranışları veya zaman zaman takıntılı düşünceleri olabilir. Burada önemli olan, bu düşünce ve davranışların günlük hayatımızı veya zihinsel sağlığımızı etkilememesidir. Panik atak Aniden ortaya çıkan panik, korku veya dehşet nöbetlerine denir. Göğüste sıkışma, kalp çarpıntısı, terleme, titreme, baş dönmesi, uyuşma, bulantı, kontrolü kaybetme ve ölüm korkusu ile ortaya çıkan panik ataklar birden başlar, yaklaşık 10 dakika içinde en şiddetli seviyesine ulaşır, daha sonra azalarak 10-30 dakika içinde kendiliğinden sona erer. Nadir de olsa 1 saate kadar sürebilen ataklar vardır. Kişiler panik atak geçirdikleri sırada “Kalp krizi geçiriyorum” diye düşünerek ölüm korkusuna kapılabilir ancak bu korkunun gerçekliği yoktur. Anksiyete krizi ve atakları Panik ataklarla karıştırılabilen anksiyete atakları panik atakların aksine sebepsizce oluşmaz; kaygı uyandırıcı bir olay beklentisinden kaynaklanır, yavaşça gelişir. Panik atakta olmayan huzursuzluk ve stres gibi belirtilere sahipken, panik atakta görülen ölüm korkusu anksiyete ataklarında görülmez. Fiziksel ve fizyolojik belirtileri panik atakla benzerdir. Anksiyete tedavisi Anksiyete tedavisi yaşanılan kaygının şiddetine göre kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Ancak temelde psikoterapi ve ilaç tedavisi olmak üzere iki seçenek vardır. Kaygının görece az ve orta şiddetli olduğu durumlar için ilaç tedavisi gerekmeyebilir. Tedavinin amacı kaygı seviyesini düşürerek kaygıyı kontrol altına alabilmek, kaygının kişilerin hayatında neden olduğu olumsuzlukları en aza indirebilmektir. Psikoterapi İlaç gerektirmeyen daha az şiddetli kaygı durumlarında psikoterapi tek başına kaygıyı azaltmada ve günlük yaşamı normale döndürmede etkili ve yeterlidir. Kişilerin özelliklerine ve anksiyetenin durumuna göre çeşitli psikoterapi türleri seçilebilir. Bipolar bozukluk nedir? Neden olur? Belirtileri ve tedavisi En sık kullanılan yöntemler Bilişsel davranışçı terapi Kaygıya yol açan işlevsiz ve olumsuz düşünce biçimlerini değiştirmeyi amaçlayan kısa süreli bir terapidir. Terapide kişilerin hayatlarındaki sorunlara odaklanılır ve bu sorunlara ilişkin sahip oldukları düşünce, duygu ve davranışlara dair çalışılır. Hastaların yeni ve işlevsel baş etme yolları geliştirmesine yardımcı olunarak kaygıyı azaltmak amaçlanır. Aile terapisi Yine kısa dönemli olan bu terapide, hastanın ailesi de sürece dahil edilir. Aile, anksiyeteyle başa çıkma konusunda nasıl yardımcı olabileceğini, anksiyeteyi daha şiddetli hale getirmekten nasıl kaçınabileceğini öğrenir. Danışmanlık Psikoterapi süreçlerinden farklı olarak daha yüzeysel, günlük sorunlara odaklanan ve daha kısa bir süreçtir. Kaygının daha az olduğu durumlarda kişilere yeni baş etme mekanizmaları ve kişilerarası süreçlerde kullanması için yeni beceriler kazandırılması amaçlanır. İlaç tedavisi Kaygı şiddetinin yüksek olduğu durumlarda ilaç tedavisine başlanabilir. Burada akılda tutulması gereken, ilaç tedavisinin anksiyeteyi tedavi etmeyeceği, yalnızca anksiyeteyle başa çıkma ve günlük rutine dönme sürecine kişiyi rahatlatarak katkıda bulunacağıdır. Anksiyete ilaçları Benzodiazepinler Bir yatıştırıcı grup olan benzodiazepinler, kas gevşemesine ve zihnin sakinleşmesine yardımcı olur. Panik bozukluğu da dahil olmak üzere birçok anksiyete bozukluğunun tedavisinde kullanılabilirler. Xanax, Librium, Ativan gibi ilaçlar bu gruptadır. Benzodiazepinler uzun süreli kullanımlarda uyuşukluğa, hafıza ve dengede problemlere ve bağımlılığa yol açabileceği için yalnızca kısa süreli tedavilerde tercih edilir. Xanax alprazolam nedir? Nasıl ve niçin kullanılır? Yan etkileri nelerdir? Buspiron Hem kısa süreli hem de uzun süreli kronik anksiyetenin tedavisinde kullanılan buspironun beyindeki kimyasalları etkileyerek ruh halini değiştirdiği düşünülmektedir. Etkili hale gelmesi için birkaç hafta kullanılması gerekir. Baş dönmesi, mide bulantısı ve baş ağrısı gibi yan etkileri vardır. Antidepresanlar Genellikle depresyon tedavisi için kullanılan antidepresanlar zaman zaman anksiyete tedavisinde de tercih edilebilir. En çok seçici serotonin geri alım engelleyici adı verilen SSRI Lexapro, Prozac, Zoloft,Paxil grubu ilaçlar tercih edilir. Bulantı, ağız kuruluğu, kaslarda zayıflık, ishal, baş dönmesi, sersemlik ve cinsel işlevsizlik gibi yan etkileri vardır. Beta blokörleri Adrenalin hormonunu engelleyen beta blokörleri, kalp kasının rahatlamasını sağlayarak kan basıncını düşürür. Anksiyeteyi genel olarak tedavi etmede çok işe yaramasa da bir davete katılma, topluluk içinde konuşma yapma gibi durumlarda kişilere geçici olarak yardımcı olabilir. Tranko Buskas nedir? Niçin kullanılır? Faydaları, yan etkileri ve zararları Anksiyete tedavisinde çok çeşitli ilaçlar tercih edilebilir. Ancak tüm bu ilaçların doktor tarafından önerilmedikçe kullanılmaması önemlidir. Anksiyete nasıl geçer? Anksiyete tedavisi zor bir rahatsızlık değildir. Terapi seanslarınızı aksatmaz, uzmanınızın yazdığı ilaçları zamanında ve dozunda alır ve tedavi önerilerini yerine getirirseniz kaygınızı kontrol altına alabilirsiniz.  Anksiyete sorunu yaşayanlar için öneriler Kafein tüketiminizi sınırlayın Fazla kafein tüketmek kalp atışınızı hızlandırabilir, kalp çarpıntısına ve vücudunuzun stres altındaymış gibi davranmasına yol açabilir. Uzun vadede kafein tüketimi panik ataklara sebep olabilir. Alkol ve nikotinden uzak durun Alkol ve sigara kişiyi rahatlatıyormuş gibi görünse de aslında anksiyeteyi şiddetlendirir. Dengeli ve sağlıklı beslenin Sağlıksız beslenme birtakım sağlık problemlerine yol açarak anksiyetenizi tetikleyebilir. Bol su için Her gün 8-12 bardak su içmek vücudun düzenli çalışmasına yardımcı olur ve stresi azaltır. Kedi otunun faydaları nelerdir? Uykusuzluğa iyi gelen çayı nasıl hazırlanır? Düzenli egzersiz yapın Günde 30 dakika tempolu yürümek hem beden hem de ruh sağlığınız için yararlı olacaktır. Uykunuzu yeterli düzeyde alın Yetersiz uyku hem zihni yorar hem de stresi artırır. Her gece 7-9 saat uyumak sağlığınız için gereklidir. Her gün aynı saatte yatıp aynı saatte kalkmaya çalışmak, uyumadan 1-2 saat önce parlak ekranlardan uzaklaşmak, düzenli egzersiz yapmak, ihtiyaç duyarsak öğlenleri kısa süreli bir şekerleme yapmak, gün ışığından mümkün olabildiğince faydalanmak uyku düzeni edinme konusunda yardımcı olabilir. Kaslarınızı rahatlatın Kaslarınıza masaj yaparak onları rahatlatmak kaygıyla başa çıkmanızda etkili olacaktır. Meditasyon veya yoga yapın Meditasyon dünyayı algılama ve olaylara yanıt verme şeklimizi değiştirebilir. Yoga; meditasyon, nefes egzersizleri ve vücudu esnetme tekniklerinin birleşimidir. Anksiyeteyle baş etmede etkilidir. Nefes egzersizlerinden faydalanın Nefes egzersizleri nefesinizi kontrol etmenizi sağlar. Böylece anksiyeteyle karşılaştığınızda hızlı nefes alış-verişlerinizi önleyebilirsiniz. Bunun için, sırtınız dik olacak bir şekilde düz bir yere oturun. Burnunuzdan nefes alın ve nefesinizi diyaframınıza göndermeye çalışın. Yeteri kadar hava aldığınızda, yavaşça ağzınızdan nefes verin. Gerektiği kadar tekrarlayın. Nefes egzersizlerinin başlarda zor gelebileceğini ve fazla oksijenden dolayı baş dönmesine sebep olabileceğini unutmayın. Daha fazlası için>>> Anxiety Hepimizin endişeli, kaygılı, gergin ya da stresli hissettiği zamanlar vardır. Genellikle bunun bir nedeni olur Okulun spor takımı için seçmelere katılmak ya da iş görüşmesine gitmek gibi yeni ve zor bir şey yapmak, birine “Artık seninle arkadaş olmak istemiyorum” gibi hoşlanmayacağı bir şey söylemek, sınav gibi önemli bir şey için hazırlanmak. Genellikle kaygıyla bir kere yüzleştiğinde kendini daha iyi hissedersin ancak bazı zamanlarda bu rahatsızlık verici duygu çok güçlü, sık sık ortaya çıkan veya uzun süre devam edecek gibi görünebilir. Açık ve net bir neden bulmak mümkün olmadığında, seni kaygılı hissettiren şeyin ne olduğunu bilmek zor olabilir. Bu zamanlarda anksiyeteyi nasıl yeneceğini öğrenmen iyi olabilir. Kaygılı duygularınızı anlayın. İnsanlar kaygılı/endişeli olduğunda ya da korktuğunda genellikle vücutlarında pek çok değişiklik olduğunu fark ederler. Buna savaş ya da kaç reaksiyonu/tepkisi denir. Vücudumuz kaçmak için ya da korkutucu/endişe verici şeyle karşılaşmak ve savaşmak için kendini hazırlar. Temel belirtiler şunlardır Yüzde kızarma, ateş basması, ağız kuruluğu, boğazda düğümlenme, ellerin titremesi, baş ağrısı, bulanık görme, seste titreme, kalp atışında hızlanma, nefes almada güçlük gibi.. Rahatlamayı öğrenin. Kaygı duygularını, rahatlamayı öğrenerek kontrol edebilirsin. Bunu farklı şekillerde yapabilirsin ama şunu unutma; kontrol etmenin tek bir yolu yoktur. Farklı yöntemler farklı zamanlarda faydalı olabilir. Senin için hangisinin işe yaradığını bulmak önemlidir. Fiziksel egzersiz. Bazen günün büyük kısmında kaygılı olduğunun farkına varabilirsin. Bir çok kaygılı duyguların olmuş olabilir ve bu olduğu zaman fiziksel egzersiz rahatlamak için iyi bir yol olabilir. İyi bir koşu, hızlı bir yürüyüş, bisiklete binme ya da yüzme kaygılı duygulardan kurtulmana yardımcı olabilir ve daha iyi hissetmeni sağlayabilir. Sürükleyici faaliyetler. Rahatlamanın ikinci yolu, düşünmek için başka bir şey bulmak ve yapmaktır. Negatif düşünceleri dinlemek veya kaygılı duygulara odaklanmaktansa, başka bir şey yapmaya çalışın. Bazı insanlar bu düşünceleri ve duyguları başka bir aktivite ile uğraşarak değiştirebilirler. Yaptığın işe daha çok odaklandıkça negatif düşünceler veya duyguları daha çok bastıracaksın. Negatif düşüncelerini dinlediğinin farkına vardığın zamanlarda, yardımcı olabilecek aktivitelerden birini dene. Yatağına uzanıp negatif düşüncelerini dinlemek yerine, müzik dinleyebilirsin. Arkadaşının arayıp aramayacağını ile ilgili endişelenmek yerine, bir dergi açıp okuyabilirsin. Daha çok alıştırma yaptıkça, negatif düşüncelerini engellemenin daha kolay olacağını ve daha iyi hissedeceğini göreceksin. Kontrollü nefes alma. Aniden endişelendiğini fark ettiğin ve kontrolü yeniden eline alıp hızlı bir şekilde rahatlama ihtiyacı duyduğun zamanlar olabilir. Kontrollü nefes alma yardımcı olabilecek hızlı bir yöntemdir. Nefes alış verişin üzerine odaklanabilirsen rahatlamana yardımcı olacaktır. “Yavaşça derin bir nefes al, nefesini beş saniye tut ve sonra çok yavaş bir şekilde dışarı ver. Nefesini verirken kendine “rahatla” diyebilirsin.” Bunu birkaç kez yapman vücudunun kontrolünü yeniden sağlamana ve sakin hissetmene yardımcı olacaktır. Rahatladığım yer. Bu yöntemle seni huzurlu hissettiren özel bir yeri düşünerek rahatlamayı dene. Rüyalarını ya da hayallerini düşün. Bu yer senin daha önceden bulunduğun bir yer olabileceği gibi hayali bir yer de olabilir. Onun resmini düşün ve mümkün olduğunca şunları düşün Sahile vuran dalgaların sesi veya ağaçlara esen rüzgarın çıkardığı ses. Deniz kokusu veya çam ormanlarının kokusu. Yüzünde parlayan sıcak güneş veya saçlarının arasından hafifçe esen rüzgar. Endişe verici düşüncelerini tespit et. Negatif, eleştirel veya endişe verici düşüncelerinin belirlenmesi önemlidir. Kaygılı hisseden insanlar genellikle; Olumsuz düşüncelere sahiptir. Kendileriyle ilgili iyi bir şey düşünmek, duymak veya görmekte zorlanırlar. Olumlu becerilerini fark etmezler. Kötü şeylerin olacağını beklemeleri daha olasıdır. Başarılı olabileceklerini düşünmeleri daha az olasıdır. Gelecekle ilgili kasvetli veya olumsuz bir görüşleri vardır. Bazıları bu düşünce şeklini benimser. Düşünceleri temel olarak negatif olur ve sıklıkla kaygılı hissederler. Düşüncelerini kontrol et ve onları sına. Düşüncelerini sınayarak olumsuz bir düşünce tuzağına sıkışıp kalmayacağına emin olabilirsin. Bu daha önce görmezden geldiğin veya gözünden kaçırdığın şeylerin pozitif bir yolunu bulmana ve başka bir şekilde düşünmeyi öğrenmene yardımcı olabilir. Düşüncelerini sınamak için şunları yapmayı dene En sık duyduğun olumsuz düşünceyi bir yere yaz. Bu düşünceyi destekleyen tüm kanıtları yaz. Bu düşünceyi sorgulamak için gerekli tüm kanıtları yaz. En iyi arkadaşın, öğretmenin, ailen bunları duysa sana ne söylerlerdi, kendine bunu sor. Yardımcı olmayan düşünceleri yardımcı olan düşüncelerle değiştirmek. Bazen daha olumlu bir şekilde düşünmek yararlı olabilir ve kaygılı hissetmemeni sağlayabilir. “Farklılık olsun diye saçlarımı kısacık kestirdim ama galiba beni bu şekilde gören herkes bana gülecek.” “Bence bu saç modeli bana çok yakıştı. Hem değişiklik iyidir.” Korkularınla yüzleş. İnsanlar sıklıkla endişeleri ve kaygılı duygularıyla, onları endişelendiren şeylerden kaçınarak başa çıkmayı öğrenir. Bu daha iyi hissetmeni sağlayabilir ancak endişeni yenmene faydası olmaz. Bu tip durumlarda korkularınla yüzleşmek bu sorunları aşmak için faydalı olabilir. Bunu şu şekilde yapmayı deneyebilirsin Meydan okuyacağın bir şey belirle ya da yüzleşmek istediğin bir korku. Meydan okumanı küçük adımlara böl, bu başarılı olmanı daha kolay hale getirecek. Başarılı olman için sana yardımcı olabilecek yardımcı düşüncelerin nedir? Rahatla, yardımcı düşüncelerini kullan ve korkunun aşılmasına yönelik ilk adımla yüzleş. Ne kadar iyi yatığını kendine söylemeyi unutma! Eğer bir kez başarılı olmuşsan, diğer adımı dene, yüzleş ve korkularını yenene kadar devam et. Kendini övmeyi unutma. Çoğu zaman kendimizi övmek ve aferin demek konusunda çok iyi değilizdir. Bu nedenle kaygıyı yenmeyi ve korkularınla yüzleşmeyi denediğinde kendini övmeyi unutma. Her ne olursa olsun, denediğin için bunu hak ediyorsun. Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

anksiyete baş ağrısı nasıl geçer